Anevrizma (baloncuk), atardamar duvarındaki zayıf bir noktada oluşan balonlaşmayı tanımlayan tıbbi terimdir. Beyin anevrizması, tüm erişkinlerin yaklaşık %3’nü etkileyen ve yaşla görülme sıklığı artan bir hastalıktır. Beyin anevrizması önemli bir sağlık problemidir. Anevrizmanın duvarı, normal bir damar duvarına göre çok daha ince ve zayıf yapıdadır. Zaman içinde gittikçe incelen anevrizma duvarı, en zayıf olduğu noktadan patlayarak beyin kanamasına neden olabilir. Beyin anevrizmasının patlaması, beyin zarları arasında kanamaya neden olur. Bu tip beyin kanamalarına "subaraknoid kanama" adını veriyoruz. Anevrizmaya bağlı beyin kanaması, hayati risk oluşturan bir durumdur. Anevrizma kanaması yaşayan hastaların yaklaşık yarısı, kanama ve kanamanın neden olduğu diğer tıbbi problemler nedeniyle hayatını kaybetmektedir.
Günümüzde, yaygınlaşan tıbbi görüntüleme yöntemleri sayesinde, beyin anevrizmalarının çok önemli bir kısmını beyin kanamasına neden olmadan teşhis edip, düşük riskle tedavi edebiliyoruz.
Beyinde anevrizma gelişmesi için risk faktörleri nelerdir?
Beyin anevrizması, doğuştan var olan bir hastalık değildir. Anevrizma, genellikle 30 yaşın üstündeki kişilerde görülür ve görülme sıklığı yaşla birlikte artar. Anevrizma oluşumunda genetik bir temel olduğu düşünülmekle birlikte, tüm hastalarda ortak bir genetik neden henüz saptanamamıştır. Beyin anevrizması teşhisi konulmuş birinci derece akrabası olan kişilerde anevrizma gelişme riski, diğer insanlara biraz daha yüksektir. Birinci derece akrabasında anevrizma teşhisi konulmuş kişilerde, özellikle sigara kullanımı veya hipertansiyon hastalığı varsa, anevrizma olup olmadığı araştırılmalıdır. Ailede beyin anverizması tanısı almış birden fazla sayıda arkrabası olan kişilerde, anevrizma gelişme riski daha yüksek olup, bu kişilere belirli aralıklarla görüntüleme yöntemleri ile (MR anjiografi gibi) araştırma yapılmalıdır.
Anevrizma oluşumunun genel mekanizması şu şekildedir:
Kalbin kanı atardamarlar içine pompalaması ile oluşan kan basıncı, damar duvarının nispeten zayıf olduğu bir noktada balonlaşmaya neden olup, anevrizma oluşumunu başlatmaktadır. Özetle, kan basıncında artışa veya damar duvarında zayıflama oluşturan nedenler, beyin anevrizma gelişimi için potansiyel risk faktörleridir. Bu nedenle hipertansiyon (yüksek kan basıncı hastalığı), beyin anevrizma gelişimi için en önemli bir risk faktörüdür. Feokrositoma, aort koartosyonu, polikistik böbrek hastalığı olan kişilerde beyin anevrizma görülme olasılığı daha yüksektir. Kan basıncını uzun süre yükselten ilaçlar/maddeler (epinefrin, amfetamin, kokain, gibi) ve damar duvarında zayıflamaya neden olan sigara ve aşırı alkol tüketimi de anevrizma oluşmasına neden olabilmektedir.
Tüm anevrizmalar kanar mı? Anevrizmanın kanama riski nedir?
Tüm nüfusun yaklaşık %3’ünde beyin anevrizması olduğu bilimsel araştırmalardan biliyoruz. Ülkemizde 2 milyondan fazla beyin anevrizması olan vatandaşımız yaşamaktadır. Tüm nüfus için yıllık anevrizma kanamasının görülme oranı 1:10.000’dir. Yani, ülkemizde bir yıl içinde yaklaşık 8000 anevrizma kanaması görülmektedir. Bu rakamlardan da tüm anevrizmaların kanamaya neden olmadığı açıkça görülmektedir. Tüm anevrizmaların patlayıp beyin kanamasına neden olmadığını biliyoruz. Ancak, hangi anevrizmanın kanamaya neden olacağını da bilemiyoruz. Günümüz teknolojisi ile hangi anevrizmanın patlayıp, beyin kanamasına neden olacağını önceden-kesin şekilde-tespit etmek mümkün değildir.
Hastaya özel hiçbir faktörü göz önüne almadan yapılan çok kabaca bir tahminle, kanamamış bir anevrizmanın yıllık kanama riski %1-3 civarındadır. Bir anevrizmanın kanama olasılığı, anevrizmanın yerleşim yeri, oluşum mekanizması, boyutu, şekli ve hastada oluşturduğu belirtilere göre değişebilmektedir. Anevrizma boyutu arttıkça, kanama riski de yükselir. Örneğin, 25mm’den büyük anevrizmaların 2 yıl içinde kanama olasılığı %70’dir. Beyin kanamasına neden olmuş anevrizmalarda ise durum farklıdır. Bir kez patlamış ve beyin kanamasına neden olmuş anevrizmanın, tekrar kanama olasılığı çok yüksektir. Bu nedenle kanamış anevrizmalar, tekrar kanamaya neden olmadan, en kısa sürede tedavi edilmelidir.
Beyin anevrizması olan hastalar nelere dikkat etmelidirler?
Öncelikle, beyin anevrizması teşhisi konulmuş bir hasta paniğe kapılmasına gerek yoktur. Beyin anevrizması, günümüzde oldukça düşük risklerle tedavi edilebilen bir hastalıktır. Anevrizmı teşhisi konulmuş hastalar, karşılarına tatsız bir süpriz olarak çıkan bu hastalığın tedavisinin mümkün olduğunu bilmelidirler. Beyin anevrizması, uygun şekilde takip ve tedavi edilmediği takdirde ciddi tıbbi sonuçlar doğurabilen bir hastalık olmakla birlikte, günümüzde ileri tıp teknolojileri kullanılarak gerçekleştirilen kapalı ameliyat (endovasküler cerrahi) yöntemleri ile beyin anevrizmalarını başarıyla tedavi edebilmekteyiz. Bununla birlikte beyin anevrizması, kesinlikle ihmal edilmemesi gereken bir hastalıktır. Beyin anevrizması teşhisi konulmuş kişi, tedavi planlaması için en kısa sürede bu konuda tecrübeli bir Girişimsel Nöroradyolog veya Beyin Cerrahi uzamanına başvurmalıdır. Bu süre içinde, kan basıncında ani artışa neden olabilecek, ağır spor ve egsersiz yapmamalı, ağır eşya kaldırmamalıdır. Yüksek tansiyon problem olan anevrizma hastalarında anti-hipertansif ilaçlarla kan basıncı kontrol altına alınmalıdır. Kabızlık şikayeti olan hastalarda bu durumu giderecek gerekli önlemler alınmasında yarar vardır. Ağrı kesici ilaçların bazılarının, kan sulandırıcı etkilerinin de olması nedeniyle, bu süre içinde doktor önerisi dışında ağrı kesici ilaç kullanılması önerilmez. Ayrıca, hastaların, en azından tedavisi tamamlanana kadar, sigara veya alkol kullanmamalarını şiddetle öneriyoruz.