kubilay aydin nororadyoloji

Anevrizma Tedavi Yöntemleri

Beyin Anevrizması Tedavi Yöntemleri: 1. Kapalı anevrizma tedavisi (endovasküler tedavi) 2. Açık cerrahi (klipleme)

Anevrizma tedavisinin amacı, anevrizmanın patlaması sonucu gelişebilecek potansiyel bir beyin kanama riskini ortadan kaldırmaktır. Anevrizma tedavisinin temel prensibi ise, anevrizma kesesini kapatarak anevrizma içine kan akımının girişini engellemektir. Beyin anevrizmalarının bir ilaç ile tedavisi mümkün değildir. Beyin anevrizma tedavisi, kapalı veya açık, bir ameliyatla mümkündür.

Beyin anevrizma tedavisi

  1. Kapalı anevrizma tedavisi (endovasküler tedavi)
  2. Açık cerrahi (klipleme)

Beyin anevrizmalarının kapalı yöntemle tedavisi

Kapalı anevrizma tedavisi (endovasküler yöntem), kafatası açılmadan damar içinden uygulanan yöntemlerle gerçekleştirilir. Kapalı yöntem, genel anestezi altında (hasta uyutularak) ve işlemin tüm aşamaları anjiografi cihazıyla izlenerek gerçekleştirilir. Endovasküler tedavinin başlangıcında hastanın kasık bölgesindeki atardamar içine 2-mm çapında “introducer” adı verilen bir giriş kateteri yerleştirilerek başlanır. Kapalı anevrizma tedavisinin tüm aşamaları, işte bu 2mm çapındaki giriş yerinden gerçekleştirilir. Atardamar içinden anevrizmayı kapatmak için kullandığımız çok ince bir mikrokateter (0.5mm çapında), anevrizmanın bulunduğu damar içine yönlendirilir. İçi boş, çok ince ve yumuşak bir plastik tüp şeklinde olan mikrokateterin ucu, anevrizma kesesi içine yerleştirilir. Anevrizma kesesi, mikrokater içerisinden göndeilen, platinden yapılmış çok yumuşak yapıda "koil" adı verilen tellerle doldurulur. Koiller, anevrizma kesesi içinde bir yumak oluşturup, anevrizma içine kan girişini engeller. Anevrizma kesesi, koillerle tamamen doldurulup, anevrizma içine kan girişi tam olarak engellendiği zaman, mikrokateter anevrizma içinden geri alınarak işlem tamamlanır. Anevrizmanın koil adı verilen özel tellerle doldurularak kapatılma işlemine, "koilleme" adı verilir. Kapalı anevrizma tedavisi sonrasında hasta, 2-3 gün içinde normal hayatına dönebilir.

Anevrizma Endovasküler Tedavi
Anevrizma tedavisinde kullanılan koiller, basit metal tellerin ötesinde malzeme mühendisliğinin en son teknolojileri kullanılarak geliştirilen sofistike malzemelerdir. Koili oluşturan teller, aslında çok ince iki platin telin sarmal şeklinde üst üste, birbirleri etrafında sarılması ile oluşturulmuştur. Bu şekilde koili oluşturan platin telin daha yumuşak yapıda olması ve anevrizma içinde daha kolay şekil alabilmesi sağlanmıştır. Sarmal yapıda koil tellerine üretim aşamasında şekil hafızası verilerek, anevrizma içinde açıldığında değişik çap ve şekillerde halka benzeri şekiller alması sağlanır. Böylece kateterin içinde bir ip gibi düz duran koil, kateterin içinden anevrizma kesesi içine itildiğinde üretim aşamasında kendisine verilen özellikte bir şekil almaya başlar. Anerizma boyutlarını ve şeklini değerlendiren nöroradyolog, tedavi edeceği anevrizma için en uygun şekil, çap ve uzunluğa sahip koili seçerek anevrizma içini doldurur.

Endovasküler tedavi öncesi anevrizmaEndovasküler tedavi sonrası anevrizma

Anevrizma kesesinin damara açıldığı bölgesine, “anevrizma boynu” denir. Boynu geniş olan anevrizmaların kapalı yöntemle tedavisi sırasında anevrizma içine konulacak koillerin, anadamar içine sarkmaması için yardımcı cihazlar kullanmak gerekebilir. Bu tip anevrizmaların koillenmesi sırasında özel yapıda balonlar veya stentler (metal kafes) kullanmak gerekebilir. Geniş boyunlu anevrizmaların kapalı yöntemle tedavileri hakkında detaylı bilgiyi, “kapalı anevrizma tedavi yöntemleri” başlığı altında bulabilirsiniz.

Stent yardımlı koil - 1Stent yardımlı koil - 2Stent yardımlı koil - 3

Beyin anevrizmalarının açık cerrahi yöntemle tedavisi

Cerrahi işlem genel anestezi altında, yani hasta bayıtılarak gerçekleştirilir. Açık cerrahi işleme kafatasından, anevrizmaya ulaşabilmek için yeterli çapta bir parça çıkarılarak başlanır. Kafatası altında beyni saran beyin zarı kesilerek beyine ulaşılır. Beyin kıvrımları boyunca ilerleyerek anevrizmanın bulunduğu atardamara ulaşılır. Cerrah, anevrizma ve damarları büyüterek gösteren bir mikroskoptan bakarak atardamar ile anevrizma boynu arasına çok küçük bir mandala benzeyen metal bir klips yerleştir. Klips, anevrizma boynunu sıkıştırarak anevrizma kesesi içine kan girişi engeller. Bu şekilde anevrizma kapatılmış olur. Beyin zarı dikilip, çıkarılan kemik parçası kafatasına geri yerleştirilerek cerrahi işlem tamamlanır.

Anevrizma Klipleme

Anevrizma tedavisinin riskleri

Anevrizma tedavisinin riskini belirleyen en önemli faktör, tedavi edilen anevrizmanın daha önce kanamış / kanamamış olma durumudur. Genel olarak, kanamış olan anevrizmaların tedavilerinde komplikasyon gelişme riski daha yüksektir. Bunun dışında anevrizmanın boyutu, şekli, yerleşim yeri, anevrizmanın üzerinde bulunduğu damarla olan ilişkisi, hastanın yaşı ve diğer tıbbi parametreler, anevrizma tedavisinin riskini etkileyen faktörlerdir. Kanamamış bir anevrizmanın kapalı yöntemle (endovasküler yolla) tedavisinde komplikasyon gelişme riski %1 civarındadır. Ancak, belirtildiği gibi hastaya özel faktörler göz önüne alındığında bu risk oranı, aşağı veya yukarı yönde değişkenlik gösterebilir. Kapalı yöntemde komplikasyon (yan etki) gelişme olasılığı, istisnai durumlar haricinde, daha düşüktür. Ender olarak, hastaya özel bazı istisnai faktörler nedeniyle açık cerrahi tedavinin komplikasyon riski daha düşük öngörülebilir ve bu hastalarda açık cerrahi tedavi uygulanır.

Hasta için en uygun ve güvenli tedavi yönteminin seçimi

Günümüzde kapalı anevrizma tedavisi (endovasküler tedavi), beyin anevrizma tedavisinde ilk tıbbi seçenek haline gelmiştir. Bununla birlikte, beyin anevrizması olan her bir hastanın tedavi planlaması, o hastaya özel tüm faktörler göz önüne alınarak yapılmalı ve en uygun tedavi seçeneği hastaya özel olarak belirlenmelidir. Tedavi planlaması, anevrizmanın boyutu, şekli, yerleşimi ve hastaya ait diğer tıbbi parametreler detaylı şekilde göz önüne alınarak yapılır. Hastaların büyük çoğunluğunda kapalı anevrizma ameliyatı en uygun yöntem olurken, diğerleri için açık cerrahi daha uygun bir seçenek olabilmektedir.

Genel olarak değerlendirildiğinde kapalı anevrizma tedavisinin, açık cerrahiyle karşılaştırıldığında bazı çok önemli avantajları vardır. Endovasküler tedavi sonrasında hastanın daha kısa sürede normal aktivitelerine dönebilmesi, daha düşük komplikasyon (yan etki) gelişme riski, birden fazla sayıda anevrizması olan hastalarda tek bir seansta tüm anevrizmaların tedavi edilebilmesi, işlem sonrası cerrahi bir yara / yara izi olmaması avantajlarından bazılarıdır. Kanamamış bir anevrizma hastası, kapalı tedavi sonrasında 2-3 gün içinde hastaneden taburcu olup, 5-6 gün içinde normal günlük aktivitelerine geri dönebilmektedir.

 


İstanbul Tıp Fakültesi

İstanbul Tıp Fakültesi Cerrahi Binası
Radyoloji Anabilim Dalı, Nöroradyoloji Bilim Dalı
Çapa - İstanbul

 

Koç Üniversitesi Hastanesi

Koç Üniversitesi Hastanesi
Davutpaşa Caddesi No:4
Topkapı - İstanbul

Koç Üniversitesi santral: 0850 250 8250